Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde “CranioCatch” adlı yapay zeka sistemiyle, hasta ağzındaki sorunların teşhisi ve dişe uygulanacak tedavi planlaması yapılarak, hekimin teşhis süresi kısaltılıyor, tedavi sonrasının görseliyle hastaya avantaj sağlanıyor.
Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kaan Orhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, diş hekimliğinde yapay zeka kullanımının, 3-4 yıldır üstünde çalışılan konu olduğunu söyledi.
Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde de Türkiye’de geliştirilen “CranioCatch” adlı yapay zeka sistemiyle hastalarda teşhis ve tedavinin kolaylıkla yapılabildiğini belirten Orhan, şöyle devam etti:
“Yapay zekanın diş hekimliğinde iki çok önemli avantajı oluyor. Birincisi karar destek sistemi olarak kullanılabiliyor. Bir çürüğü atlayabileceğimiz hallerde, yapay zeka orada çürük olabileceği gibi size bir raporlama veriyor. İkinci avantajıysa görsel olarak hastaya da gösterebilme şansımız söz konusu oluyor.”
Orhan, yapay zekayla hastanın, hangi dişinin tedavi edileceğinin ve hangi dişine ne uygulanacağının görselleştirildiğini kaydetti.
Hem teşhis ediyor hem de tedavi planlaması yapıyor
Hastanın çekilen filminin yapay zekaya aktarılmasından saniyeler sonra bütün teşhis ve patolojileri gösterdiğini belirten Orhan, şöyle konuştu:
“Filmin normal halini hastaya gösterdiğiniz zaman hastanın patolojileri algılayabilmesi mümkün olmayabiliyor. Ancak bunları ‘Bu senin dişin, bu dişinin canlı kısmı, burada dolgun var, çürüğün var’ diye gösterdiğimizde çok daha anlaşılıyor oluyor. Bu hekimlere de karar destek açısından önem arz ediyor. Çünkü burada bütün teşhisleri ve hastanın neyinin eksik olduğunu görebiliyorsunuz. Hatta tedavi planını da yapabiliyorsunuz. Yazılım, ‘Hastanın tedavi planını bana ver’ dediğinizde tedavi planını çıkartıyor. Hem hekimin teşhis süresini kısaltıyor hem de görsel olarak hastaya avantaj sağlıyor. Tedavi planlamasını hızlı bir karar destek sistemiyle hekimlere sunabiliyor.”
Yazılımın, diş hekimliği fakültelerinde eğitim modülü olarak kullanılmaya başlandığını ifade eden Orhan, Sağlık Bakanlığınca da tedavi ve teşhis modülü olarak Eskişehir Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nde pilot uygulamasına başlanacağını ifade etti.
“Dijital diş hekimliği 5 yıl içinde yüzde 60 oranında yaygınlaşacak”
Dijital diş hekimliği uygulamalarından da bahseden Orhan, üç boyutlu yazıcıları da fakültede kullandıklarını kaydetti.
Üç boyutlu yazıcılarla diş hekimliği pratiğinde konvansiyonel olarak yapılan tüm işlemlerin yapılabildiğini, bunun zaman olarak da büyük kolaylık sağladığını anlatan Orhan, “Teknolojilerin hayatımıza girmesinden sonra artık diş ölçüsünü ağız içi tarayıcılarıyla direkt alabiliyoruz. Bilgisayar programları aracılığıyla yaptığımız dizaynlar ve bu dizaynların üstüne oluşturduğumuz dişleri direkt üç boyutlu yazıcılara ileterek saatler içerisinde ağzımıza takılan kron, köprüleri oluşturuyoruz. İmplant aynı gün içerisinde yapılıp, üç boyutlu yazıcıdan çıkartıldıktan sonra bir gün içinde hastaya uygulanabiliyor. Ölçü alındığında, döküm yapıldığında bu süreç 1 hafta oluyor.” değerlendirmesini yaptı.
Orhan, üç boyutlu yazıcılarda hatalı bir üretim olduğunda, kolaylıkla dizaynın değiştirilerek tekrar yazıcıda basılabildiğini de belirtti.
Dünyada 5 yıl içerisinde bütün uygulamaların yüzde 80’inin dijital diş hekimliğine geçeceğini dile getiren Orhan, Türkiye’de de 5 yıl içinde dijital diş hekimliğinin yüzde 60 oranında yaygınlaşacağını düşündüğünü aktardı.
“Annedeki diş eti problemleri erken doğuma neden olabiliyor”
Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuğba Bezgin, çocuklarda diş sağlığının önemine değinerek, diş fırçalamanın 6. aydan itibaren başlaması, 10 yaşına kadar çocukların dişlerinin ebeveynlerin fırçalaması gerektiğini söyledi.
Çocuklarda rutin diş kontrolünün önemine dikkati çeken Bezgin, “Yılda bir rutin kontrol her birey için gerekli bir uygulama. Rutin kontrollerde çürükleri başlangıç seviyesinde yakalayabildiğimiz için çok basit uygulamalarla bunun önüne geçebiliriz. Ağrı başladığında yapılacak işlem kolay olmuyor.” dedi.
Bezgin, anne adaylarının hamilelikteki diş eti problemlerinin kanla çocuğa geçerek erken doğuma ve bazı sistemik hastalıklara neden olabildiğine dikkati çekti.
Çocuk doğduktan sonra da ilk bakımı veren anne olduğu için annenin ağzındaki bakterilerin tükürük yoluyla bebeğe geçebildiğini kaydeden Bezgin, sözlerini, “Bu nedenle çok daha kısa sürede bebekte çürük oluşumuna neden olduğunu görüyoruz. Bizim tavsiyemiz anne adayının tüm diş bakımlarını, kontrollerini yaptırması. Basit diş tedavileri, diş bakımları hamileliğin her döneminde yapılabilir. Hamileyken de düzenli diş kontrollerine gidilmesini öneriyoruz.” diye tamamladı.
GÜNDEM
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024