Ali Babacan: Merkez Bankası’nın döviz satışları 400 milyar doları geçti

ERKAN KARACA

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Şimdi diyelim ki bugün dolar 33 lira peki bugün ki 33 liralık kur piyasanın kendi dengesinde oluşmuş bir kur mu? Yoksa acaba Merkez Bankası bu sabahtan itibaren 2-3 milyar dolar satış yaptı da kuru ancak 33'te mi tutuyor. Bunu bilmek hepimizin hakkı, bunu bilmek milletin hakkı... Eğer bunu bir avuç insan biliyorsa, eğer hükümete yakın olanlar biliyorsa, geniş kitleler bilmiyorsa bu halkı aldatmaktır. Bu, birilerine haksız kazanç sağlamaktır. Devletin verileri şeffaf olur, açık olur. Bir anda bütün millet duyar. Devlet böyle yönetilir" dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, seçim çalışmaları kapsamında Çorum'a geldi. Bir otelde düzenlenen basın toplantısında il ve ilçe belediye başkan adaylarını tanıtan Babacan, "Meşhur bir 128 milyar dolar hikayesi vardı hatırlıyor musunuz? '128 milyar dolar nerede' diye. O arka kapıdan satışlar. Rakam 400 milyar doları geçti bugün itibariyle, hala da devam ediyor. Ekonomi yönetimi değişti hala devam ediyorlar çünkü bu tür yanlış uygulamalar aynı eroin gibidir, uyuşturucu gibidir. Bir kere yapmaya başlarsanız o bağımlılıktan kurtulamazsınız" diye konuştu.

Ali Babacan, şunları söyledi:

"2018'den bu yana partili, taraflı Cumhurbaşkanı tek imzayla ülkeyi kafasına estiği gibi yönettiğinden bu yana Merkez Bankası bağımsız değil. Merkez Bankası talimatla iş yapıyor. Faizi indir diyor indiriyor, bindir diyor bindiriyor ve Merkez Bankası karşılıksız para basıyor. Sadece seçimden bu yana kadar kur korumalı mevduatın kur farkı için Merkez Bankası'nın karşılıksız para basıp da mevduat sahiplerine ödediği rakam bir trilyon lirayı geçti. Bakın bütçede bu yıl tarım desteğinin miktarının tamamı 91 milyar sadece kur korumalıya Merkez Bankası'nın karşılıksız para basıp da ödediği bir trilyon. Çiftçiye verdiğinin zaten 11 katını kur farkı diye ödüyor devlet. Para bastırınca da enflasyon oluyor. Karşılıksız para basan bir ülkede enflasyon düşer mi ya? Bunu gizli yapıyorlar bakın açıklamıyorlar. Ne kadar para bastıklarını söylemiyorlar. Biz işi bildiğimiz için Merkez Bankası'nın bilançosuna şöyle bir derinlemesine giriyoruz çıkıyoruz ve anlıyoruz ki bunlar para basıyor çünkü rakamlar ortada. Gizledikleri zannediyorlar ama biz girip çıkıp rakamları ortaya çıkartıyoruz. 1 trilyon lira ve Merkez Bankası'nın yaptığı gizli saklı bir işte arka kapıdan döviz satarak piyasaya müdahale ederek yani kuru bastırmak buna da ne zaman başladılar, birinci damat döneminde başladılar ve hangi gün ne kadar sattıklarını söylemeden gizli gizli doları baskı altında tutmaya başlıyorlar.

"ARKA KAPI DÖVİZ SATIŞLARI 400 MİLYAR DOLARI GEÇTİ"

Meşhur bir 128 milyar dolar hikayesi vardı hatırlıyor musunuz? '128 milyar dolar nerede' diye. O arka kapıdan satışlar. Rakam 400 milyar doları geçti bugün itibariyle, hala da devam ediyor. Ekonomi yönetimi değişti hala devam ediyorlar çünkü bu tür yanlış uygulamalar aynı eroin gibidir, uyuşturucu gibidir. Bir kere yapmaya başlarsanız o bağımlılıktan kurtulamazsınız. O bağımlılıktan kurtulmak da irade meselesidir. Onun için ben şu an ki ekonomi yönetimini defalarca uyardım. Bakın arkadaşlar dedim yanlış yapıyorsunuz. Daha evvelki yanlış uygulamaları siz niye devam ettiriyorsunuz. TÜİK yalan söylüyor. Gerçek enflasyonu açıklamıyor. TÜİK'in açıkladığı enflasyon gerçeğin yarısı kadar. Emeklilerde ancak o kadar zam alabiliyor. Onun için emekliler fakirleşiyor, yoksullaşıyor. Gerçek hayat çok pahalı aldığı zam gerçek enflasyonu karşılamıyor. Bu kadar basit hesap yani. TÜİK'e doğru rakamı çıkarttırmıyorlar, gizliyorlar. Merkez Bankası'nın bastığı parayı açıklamıyorlar gizliyorlar. Merkez Bankası'nın arka kapıdan sattığı dövizi gizliyorlar açıklamıyorlar.

"ÜLKEYİ RAHMETLİ ÖZAL DÖNEMİNİN ÖNCESİNE GÖTÜRÜYORLAR"

Ben ekonominin başındayken 11 yıl boyunca Merkez Bankası'nda toplam satılan döviz 8,5 milyar dolardır. Böyle arka kapı falan yoktur. Merkez bankası şeffaf açıktır. 8,5 milyar doları, 11 yılın toplamında 8,5 milyar doları bunlar 5 yılda 400 milyar dolara çıkardı rakama bakın. Biz o gün yaptığımızın hepsini açıkladık. Şeffaf bugün girip bakın merkez bankasının web sitesine bak 2009'da şu kadar sattım. 2010'da şu kadar sattım gün gün rakam bellidir ama 2018 yılından beri Merkez Bankası'nın hiçbir şeyi açıklanmıyor. Şunu bilmek hepimizin hakkı bugün dolar kuru diyelim ki 33 lira ve biliyorsunuz ekran kurlarıyla piyasa kurları arasındaki bantlarda da farklar oluşmaya başladı. Aynı onu kötü dönemlere rahmetli Özal'dan önceki durumlara sokuyorlar ülkeyi rahmetli Özal'dan önce öyle iki kur vardı ya bir piyasa kuru vardı bir ekran kuru vardı. Aynı hale getiriyorlar ülkeyi. Şimdi diyelim ki bugün dolar 33 lira peki bugünkü 33 liralık kur piyasanın kendi dengesinde oluşmuş bir kur mu? Yoksa acaba Merkez Bankası bu sabahtan itibaren 2-3 milyar dolar satış yaptı da kuru ancak 33'te mi tutuyor. Bunu bilmek hepimizin hakkı, bunu bilmek milletin hakkı. Eğer bunu bir avuç insan biliyorsa, eğer hükümete yakın olanlar biliyorsa, geniş kitleler bilmiyorsa bu halkı aldatmaktır. Bu, birilerine haksız kazanç sağlamaktır. Devletin verileri şeffaf olur, açık olur. Bir anda bütün millet duyar. Devlet böyle yönetilir.

"VATANDAŞ KAYGILARINDA HAKLI"

Gerçekten seçim sonrası için vatandaşlarımızın her türlü kaygısı haklı çünkü yeni bakan arkadaşımız ne dedi; 'bir önceki seçimlerde kuru bastırmışlar' dedi. Biz şöyle bıraktık dedi. 18 liradan çıktı 30'a şu anda da kuru bastırdıklarıyla ilgili bir sürü emare var. Onun için hangi şehre gitsem döviz bürolarının önünde kuyruklar var ve sarrafların da oldukça yoğun olduğunu görüyorum. Bu ekonomiye güvensizliğin işaretidir. Ben ekonominin başındayken Türkiye'de yüzlerce döviz bürosu kapandı biliyor musunuz çünkü milletin dövizle alakası kalmadı artık. Kendi paramız milli paramız değerli ve her kesin saygı gösterdiği inandığı güvendiği bir para birimi haline geldi. Döviz büroları sinek avlıyordu. İn cin top oynuyordu. Zarar ediyoruz diye kapattılar. Yüzlercesi kapandı o dönemde. Şimdi önünde kuyruklar oluşuyor. Bizim şu anda bu hükümetin söylediği hiçbir şeye güvenimiz yok. Ne yapıp ne yapmayacaklarına yönelik kendilerinin de bir fikirlerinin olduğuna ben inanmıyorum. Battı balık yan gider hesabı. Dolayısıyla seçim öncesinde de seçim sonrasında da bu hükümetin ne olacağını ben bildiğini zannetmiyorum. Allah bu milleti korusun. Allah bu milletin yüzüne baksın. Gerçekten bu kadar yönsüz, bu kadar bilinçsiz, ve bu kadar aldatmaya ve göz boyamaya dönük bir yönetim tarzını Türkiye daha önce görmemişti."